Müslüm Gürses, kansere yakalanan hayat arkadaşı Muhterem Nur'un derdine yurt dışında derman arıyor
UZATMALI AŞIKLARIN UMUT YOLCULUĞU
İki baş aynı yastığı paylaştı mı, eller, yürekler birleşti mi, dertte, kederde, neşede, sevinçte tek olur derler. İster gönülden ister kanunen nikâhlı olsun, o zamandan sonra iyi günde de, kötü günde de hep birbirlerine destek olur seven yürekler.. Yıllar boyunca sevdiği adamın "Dur" dediği yerde duran, "Gül" dediği yerde gülen biriydi Muhterem Nur... Türk Sineması'na adını başarıyla birlikte yazdıran bu güzel yıldız, ünlü Arabeskçi Müslüm Gürses'le yıllardır güzel bir birlikteliği paylaşır olmuştu. Müslüm nerede, Muhterem de orada... Sahnede, sette, turnede, evde, adeta gölge gibi yakın takipteydi Muhterem Nur. Bir eşin, bir sevgilinin ötesindeydi duyguları..
Ta ki, henüz Tıp ilminin çaresini bulamadığı "Kanser" illetinin ağına düşene kadar. Şimdi sıra Müslüm Gürses'teydi artık... Kendisini bir an olsun yalnız bırakmayan, onu delicesine seven Muhterem Nur'a bakma, onu koruyup, gözetme sırası Arabesk'in taçsız kralındaydı.
Ve öyle de oldu... Sevdiği kadının derdine Türkiye'de derman bulamayan sanatçı, şimdilerde Alman doktorlarında çare arıyor. Hem de her şeyiyle, şarkılarıyla, parasıyla her şeyden öte de üzüntünün pençesinde kıvranan yüreğindeki sevgisiyle... Şarkılardaki hüznü, gerçek yaşamında çok daha derinden duyan ünlü Arabesk'çi, iyi-kötü ayırt etmeksizin her çağrıldığı geceye katılıyor. Çünkü, elinde avucunda ne varsa, sevdiği kadının uğruna harcıyor ve harcayacak. Daha çok kazanmak ve "Kaf Dağı'nın ardından da olsa "Derman" ı yakalamak için, gece gündüz çırpınıyor. Biricik sevdiğine yaşama sevinci, dayanma gücü verebilmek için tüm gücünü kullanıyor...
Muhterem Nur hasta. Gözlerinin feri kaçmış, narin yapılı vücudu iyiden iyiye erimiş. Derdine derman arıyor. Tek tesellisi biricik sevdiceğinin, Müslüm Gürses' in her zaman ve her yerde yanında olduğunu bilmek...